ÜCRETSİZ WORKSHOP | ISO 50001'e Uygulamalı Bakış, hemen kaydolun
ÜCRETSİZ WORKSHOP

ISO 50001'e Uygulamalı Bakış
hemen kaydolun

Dağıtılmış Enerji Depolama Sistemleri (DESS) Nedir?

Dağıtılmış enerji sistemlerinin nedir, neden önemlidir?

29.07.2024

Başlıklar

“Dağıtılmış Enerji Depolama Sistemleri” başlıklı yazımızda dağıtılmış enerji sistemlerinin ne olduğundan, öneminden ve bu sebepten ortaya çıkmış olan dağıtılmış enerji depolama sistemlerinin ne olduğundan ve öneminden bahsetmiş olacağız.

Dağıtılmış Enerji Sistemleri Nedir?

Dağıtılmış enerji sistemleri, geleneksel merkezi enerji üretimine dayalı olmadan, enerji üretimini ve dağıtımını daha küçük ölçekte ve yerel olarak gerçekleştiren bir yaklaşımı ifade eder. Bu sistemler genellikle yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanır ve daha geniş enerji şebekelerinden bağımsız olarak veya onlarla entegre olarak çalışabilirler. Örnek olarak çatı GES gösterilebilir.

Dağıtılmış Enerji Sistemlerinin Önemi Nedir?

Dağıtılmış enerji sistemlerinin önemini 5 farklı madde ile özetleyebiliriz.

Yenilenebilir Enerji: Dağıtılmış enerji sistemleri genellikle yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanır ve bu kaynaklar, fosil yakıtların kullanımının yol açtığı çevresel etkileri azaltarak iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynar. Yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu, enerji bağımsızlığına ve güvenliğine katkı sağlar.

Enerji ve Şebeke Verimliliği: Merkezi enerji üretimine kıyasla, dağıtılmış enerji sistemleri enerjinin daha yakın noktalarda üretilmesini sağlar ve bu da enerji iletimi sırasında oluşan kayıpları azaltır, böylece enerji verimliliğini artırır.

Yerel Ölçekte Kullanım: Dağıtılmış enerji sistemleri, yerel ölçekte enerji üretimini teşvik eder ve bu da yerel ekonomilere katkı sağlar. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve bakımı alanında istihdam yaratma potansiyeline sahiptir.

Enerji Güvenliği: Dağıtılmış enerji sistemleri enerji arzını çeşitlendirir ve merkezi enerji şebekelerine bağımlılığı azaltarak enerji güvenliğini artırır. Bu sayede beklenmedik olaylara karşı daha dirençli bir enerji altyapısı oluşturulabilir.

Dayanıklılık: Dağıtılmış enerji sistemleri, yerel enerji talebi ve üretimi arasındaki dengeyi sağlama konusunda daha esnek bir yapı sunar. Bu sistemlerde enerji depolama teknolojileri ve akıllı şebekeler kullanılarak enerji akışı yönetilebilir. Ayrıca, merkezi sistemlere göre daha dirençli olabilirler, çünkü küçük ölçekli birimlerden oluşurlar ve tek bir noktanın arızalanması sistem genelinde büyük kesintilere yol açmaz.

Sonuç olarak dağıtılmış enerji sistemleri katkı sağladığı bu alanlar ile modern dönüşümün kilit taşlarından birisidir. Bu nedenle, gelecekte enerji altyapılarının geliştirilmesinde ve güçlendirilmesinde merkezi bir rol oynaması beklenmektedir.

Dağıtılmış Enerji Depolama Sistemleri Nedir?

Dağıtılmış enerji depolama sistemleri, enerji depolama teknolojilerinin dağıtılmış veya yerel enerji üretim ve tüketim sistemlerine entegrasyonunu ifade eder. Bu sistemler, enerji talebi ve üretimi arasındaki dengesizlikleri yönetmek, enerji şebekelerindeki dalgalanmaları düzenlemek ve enerji verimliliğini artırmak amacıyla kullanılır. Günümüz dünyasında enerjiyi üretmekten ziyade depolanması bir sorun teşkil etmektedir. Bu konudaki teknolojinin hızla gelişmesi ile birlikte dağıtılmış enerji depolama sistemlerine Li-ion bataryalar, hidrojen depolama ve yakıt hücresi (fuel cell) sistemleri, termal enerji depolama sistemleri ve süperkapasitörleri uygulamalı olarak görmeye başlamış durumdayız.

Li-ion batarya ve hidrojen depolama uygulamaları bu konuda daha ön plana çıkmaktadır. Bu sebepten ötürü kısaca uygulamalarının nasıl yapıldığından bahsedelim.

Lityum İyon Batarya:

Şehirler veya yerel yönetimler, lityum-iyon batarya depolama sistemlerini kullanarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjiyi depolayabilir ve ihtiyaç duyulduğunda kullanabilirler. Bu projeler genellikle enerji güvenliğini artırma ve merkezi şebekelerin yükünü azaltma amacı taşır. Son dönemlerde Li-ion bataryaların bu konuda en çok uygulandığı alan olarak elektrikli araçları gösterebiliriz. Li-ion teknolojisinin bunca avantajının yanında sadece optimum ömrünün 5-7 sene aralığında olması bir dezavantaj olarak sayılabilir.

Hidrojen Depolama ve Yakıt Hücreleri

Hidrojen ile enerji depolama teknolojisi aslında uzun süredir var olan bir teknolojidir. Ancak uzay teknolojisinden sivil hayatta uygulanabilir fiyatlara gelmesi günümüzde gerçekleşmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin depolanması için hidrojen depolama ve yakıt hücresi sistemleri kullanılabilir. Örneğin, rüzgâr veya güneş enerjisi ile elektroliz yöntemiyle su parçalanarak hidrojen üretilir. Bu hidrojen daha sonra depolanabilir veya yakıt hücreleri aracılığıyla elektrik enerjisine dönüştürülerek kullanılabilir. Hidrojen depolama ve yakıt hücresi sistemleri, enerjinin uzun süreli depolanmasını sağlar. Hidrojen depolama ve yakıt hücresi teknolojisi Li-ion bataryalarda olduğunun aksine çok daha uzun bir ömür sunar.

Dağıtılmış Enerji Depolama Sistemlerinin Önemi Nedir?

Bu sistemler, enerji depolama kapasitesine sahip olmalarının yanı sıra, enerjiyi depolayarak daha sonra tüketim için kullanabilme özelliğine sahiptirler. Bu sayede, enerji üretiminin ve tüketiminin zaman içindeki dalgalanmaları dengeleyebilirler. Örneğin, güneş paneli veya rüzgâr türbini gibi yenilenebilir enerji kaynakları termal santraller gibi kesintisiz elektrik üretimi sağlamazlar ve bu durumdan ötürü kesintili elektrik üretimi yaparlar. Bu durumda fazla enerji üretildiği zaman depolanabilir ve daha sonra ihtiyaç duyulduğunda kullanılabilir ve bu entegrasyon sayesinde artık kesintili enerji kaynağı olmaktan çıkarlar ve sistemin dengesinin artmasına sebep olurlar.

Dağıtılmış enerji depolama sistemleri genellikle akıllı şebekeler (smart grids) ile entegre olarak çalışır. Akıllı şebekeler, enerji üretim ve tüketim verilerini gerçek zamanlı olarak izleyip yöneterek, depolama sistemlerini etkin bir şekilde kullanmayı sağlar. Bu entegrasyon sayesinde enerji verimliliği artırılır ve enerji talebindeki anlık değişimlere hızlı bir şekilde yanıt verebilirler, bu da enerji şebekelerinin daha esnek ve dayanıklı olmasını sağlar.

Sonuç olarak dağıtılmış enerji sistemlerini, dağıtılmış enerji depolama sistemleri olmadan düşünemeyiz. Teknolojilerin gelişmesi ile birlikte artık bu sistemlerin daha ucuz bir şekilde uygulamaya alınabileceği ve artan kullanımı ile birlikte enerji verimliliği, güvenilirlik, yerel enerji bağımsızlığı ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda önemli avantajlar sunarak modern enerji sistemlerinin dönüşümüne katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

Apollo ile hiçbir altyapı kurulumu maliyeti olmadan enerjinizi uçtan uca yönetme ve daha sürdürülebilir adımlar atma imkânı sunuyoruz. Tüm sistemlere ve platformlara entegre olabilen Apollo, enerji ve sürdürülebilik konularını 3E (Enerji-Ekonomi-Ekoloji) perspektifinden ele alan yapay zeka destekli çözümleriyle işletmelerin daha tasarruflu, daha verimli ve daha sürdürülebilir olmalarına olanak sağlar. Ekonomi alanında; maksimum enerji tüketiminizi minimum maliyetlerle karşılamanızı garanti eder, enerji alanında; enerji performansı analizi ile verimlilik için stratejik kararlar almanızı kolaylaştırır ve ekoloji alanında; karbon emisyon hesabı ile çevresel etkilerinizi ölçümlemenize olanak sağlar.

Siz de hemen Apollo’yu deneyin, daha tasarruflu, daha verimli ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru adım atın!

Bu konular da ilginizi çekebilir

Energywise ile
enerji sektörü haberleri e-postanıza gelsin!

Hemen abone olun

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Checklist

Enerji maliyetlerini azaltmak için yapılacaklar listesi

Enerji maliyetlerini azaltmak için bu kontrol listesi, tüketim izleme, avantajlı tarifelerden yararlanma ve gereksiz tüketimleri önleme gibi temel adımları içerir.